Türkiye’nin Efsane Restaurantı; 7 Mehmet Antalya

Sadece Antalya’nın değil, tüm Türkiye’nin sahip çıkıp koruması gereken, bir lezzet durağı olan 7 Mehmet Restaurant, 1937 yılında kurulmuş, yaklaşık 80 yıllık bir geçmişe sahip, efsane lezzetlerin yer aldığı bir gastronomi mabedi, saygı duyulacak bir mekan ve Antalya’nın gururudur.

7 Mehmet İsmi Nereden Geliyor? Turistlerin Antalya’ya gelir gelmez havaalanından taksiye binip, bizi ”Seven Mehmet’e” götür dedikleri, 7 Mehmet isminin hikayesi de lezzetleri kadar şaşırtıcı; Mehmet Akdağ küçükken eşekten düşüyor ve alnında V şeklinde bir yara meydana geliyor. Arapça’da V harfi Türkçe’de 7 anlamına gelmektedir. Kendisine 7 Mehmet lakabı takıldığı için ilk restoranını açtığında, adını 7 Mehmet olarak adlandırıyor. Her şey de vardır bir hikmet dedikleri bu olsa gerek, aslında düşerek oluşan bir iz, yıllar sonra Türkiye’ yi temsil edecek bir restorana dönüşüyor ve damaklarımızda iz bırakan lezzetlere imza atıyor, tam anlamıyla bir alın yazısı hikayesi.

Atatürk ile ilgili de güzel bir anıları var, 1936 yılında Atatürk Antalya ziyaretindeyken bir gün bilmeyerek, Mehmet Akdağ’ın o dönemde çalıştığı, Hacı Hasan’ın restoranına yemek yemeye gider. Hacı Hasan hemen Mehmet Akdağ ile birlikte Atatürk’ün en sevdiği yemeklerden olduğunu bildiği taze fasulye yapmak ister fakat o dönem taze fasulye için kısır bir dönem olduğu için bulmakta güçlük çekmişler Mehmet Akdağ civar bahçelerden hemen gidip toplamış ve zamanında Atatürk’e taze fasulye bulup, pişirilmesiyle Atatürk’ün de gönlünü fethetmişler.

 

7 Mehmet Restoranı Kim Yönetiyor? Babası Hakkı Akdağ vefat edince 7 Mehmet Restoranı şuan da ailenin en genç kuşak temsilcilerinden Mehmet Akdağ yönetmeye başlamış. Adının Mehmet olması sizi şaşırtmasın çünkü; Aile Antalya’yalı ve yemeklerde olduğu gibi hiçbir zaman geleneklerinden de vazgeçmemişler. Aile de İsimler Mehmet, Hakkı, Mehmet, Hakkı… şeklinde gidiyor. Mehmet Bey’in dedesinin adı Mehmet Akdağ, babasının adı Hakkı Akdağ. Mehmet Bey’in bana söylediğine göre şimdilerde mutlu bir evlilik yapmaya hazırlanan Mehmet Akdağ çocuğu olduğunda sıra ”Hakkı” ismini koymaya gelmiş.

Türkiye’de en iyi restoran hangisi diye soracak olursanız artık hiç tereddüt etmem 7 Mehmet derim. O muazzam yemeklere geçmeden önce yine beni şaşırtan bir işletmeci örneği olan, 7 Mehmet Restoranı hakkıyla, emeğiyle, saygısıyla ve duruşuyla yöneten Mehmet Akdağ’a teşekkür etmek isterim. Örnek gösterilecek bir aile, bir restoran ve bu güzel mirasa sahip çıkan genç aynı zamanda karakteri, bilgisiyle parmakla gösterilecek bir kişi olan Mehmet Akdağ’ın bizim neslimize uzanan bu yolcuğu, başarıyla taşıyıp temsil etmesi takdir edilecek bir olay.

Mehmet Akdağ’ın söylediği çok güzel bir söz var kulağa küpe yapmak lazım; ”yemekler insanları beklememeli, insanlar yemekleri beklemeli ! ” İyi yemek yemek istiyorsak beklemeliyiz.

 

7 Mehmet’te Neler Yedim?

Türk mutfağı desen değil, Osmanlı desen o da değil bana göre tam olarak iki mutfağın birleşme noktası olan lezzetleri bir araya getirerek yücelten ve sunan muhteşem bir gastronomi örneği.

Kendi reçetelerine göre harmanlanmış et, balık, deniz ürünleri, mevsim meyveleri ve sebzelerine göre Antalya’ya özgü ürünler kullanılarak hazırlanan enfes lezzetler hazırlıyorlar.

 

 

Başlangıç olarak; yörük yoğurt, böğürtlenli cacık, hibeş, şeftalili salata, küpe biberi ( Adile Naşit’in turşucu filminde kullandığı küpe biberlerini İstanbul’daki aynı mağazasından alınıyor)ve adeta bir nostalji hazırlanıyor, altında küp şeklinde kesilmiş gerçek dağ keçisi peyniri bulunuyor.

Ara sıcak olarak; ”sübye” çok lezzetliydi. Bir restoran hem eti bu kadar lezzetli yapıp, hemde deniz ürünleri konusunda nasıl bu kadar başarılı olabilir? diye derin düşüncelere dalabilirsiniz. Bu yüzden sadece gidin, görün deneyin diyorum.

Ana Yemek olarak, ” İç pilavlı et”  pilav yanında aynı tabakta sunulan etle muhteşem bir uyum yakalamıştı. Aslında evlerimizde de annelerimiz yemekleri bazen böyle tabaklarda yan yana servis eder ya, aklıma o geldi sunumlarında bile içten olabilmeyi başarmışlar. Gelelim lezzetine tabiki de efsane bir lezzete sahip, adeta damağımda dans eden bu pilavı Dünya üzerinde bir daha nerede böyle yerim bilemem. Etin orta pişmesi ve suyu ve yağının aynı tabakta bulunan pilava akarak ona eşlik eden bir lezzete dönüşüp damakları şenlendirmesi muhteşemdi. Pilava tekrar gelirsek, içerisinde Osmanlı reçetelerini andıran tatlı ile tuzlunun karışımı, badem, bergamut, bulunan şahane bir lezzet.

 

Restoranın özel bir içki bölümü var.

Özellikle şarapların yoğunlukta olduğu, Türk butik şarap üreticilerinin şarapları da dahil olmak üzere geniş bir şarap kavına sahip olan restoran da Mehmet Bey’in tavsiyesi ile öncelikli olarak Antalya Elmalı’da üretilen Likya şaraplarını denedim, gerçekten çok hafif içimlik ve lezzetli bir seçim oldu.

Her zaman yöresel olan lezzetler daha etkileyici oluyor. Restoranın bu anlamda kendi yerel üreticilerine sahip çıkıyor olması da çok güzel bir şey.

 

7 Mehmet’in hafızamdan uzun süre çıkmayacağı kesin ve umarım en yakın zamanda tekrar ziyaret edip, muhteşem yemekleri deneyimlerken yeni kuşak temsilcisi mükemmel insan Mehmet Akdağ ile tekrar sohbet etme şansına erişirim. Sizlerde geçmiş ile şimdinin reçeteleri ile oluşturulan bu fevkalede lezzetleri deneyimlemek için mutlaka kendinize fırsat yaratmalısınız.

Restoran deniz ve Meşhur Altın Portakal Heykeli manzaralı, açık ve kapalı çok büyük bir alana ve bahçeye sahip olmasına rağmen ben gittiğim de oldukça kalabalıktı bu nedenle gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızda fayda var.