Fransızcayı bana daha çok sevdiren şehir Cenevre…

1

Ah güzel İsviçre ah tadı damağımda kalan yaşanılası yer…Geçen hafta hava o kadar güzeldiki adete yazı götürdüm Avrupa’ya kuzenimin Fransa’da tam İsviçre sınırında dağ kıyısında bahçeli babükülü güzel mi güzel bir evi var orda kalmak muhteşemdi her sabah kahvaltıya ekmek almak için Fransa sınırından çıkıp İsviçre’ye gitmemizde bana çok ilginç geliyordu ne güzel kuzenlerim var benim hepsi bir sınırda yaşıyor ve sayelerinde 2.3 ülke arası gezintiye çıkıyorum 🙂 Tabi Avrupa seyahatimin bu kadar uzun sürmesinde kuzenlerimin payıda çok büyük …Cenevre’de birkez daha karar verdim fransızcanın ne kadar çekici sempatik seksi bir dil olduğuna ve gelecek sene kesinlikle ordayım Fransızca öğrenmek için…

Fransa’da geçirdiğimiz günün sabahında dağ havasında kahvaltımızı taze taze peynirlerle miss gibi nutella ile yaptığımdan çok zinde ve bir o kadarda kilo almış hissetmeme rağmen yeni tatlar denemekten hiç vazgeçmedim 🙂 O çok merak ettiğim Cenevre Leman Gölünde gezintiye çıktık ne kadar düzenli tertemiz bir şehir Dünyanın en büyük su fiskiyesi gece ve gündüz bir başka tat katmış Cenevre’ye…Leman gölü kıyısında Bankalar,Oteller,Saatçiler,çeşit çeşit ünlü mağazalar yer alıyor ve bütün cadde boyunca mağazası olmayan markalar büyük büyük tabelaları bilboardları ile şehri süslüyor burdan bakınca ne kadar zengin bir şehirmiş havası veriyor oysa Leman gölünün kenarına indiğinizde o zenginlik kendini salaş,rahat insanların oluştuırduğu bir kalabalığa bırakıyor ne tesadüfki öğle yemeğine rast gelmişti biraz önce bankada çalışan kravatlı takım elbiseleri insanlar ellerin de kutuların içinde evden veya büfeden aldıkları yemeklerle gelip oturdular güneşin tadını çıkartarak göl kıyısında öğle yemeklerini yediler işte bu dedim Ego’dan Hırs’tan gösterişten kurtulmuş insanların doğanın tadını çıkartışlarını izledim.Biz öylemiyiz oysa bizim patronlarımız,müdürlerimiz gidip Ortaköy’de deniz kıyısında öğle yemeğinde birşeyler alıp bankta oturup yemek yerlermi? Tabiki hayır kıyıdaki pahalı manzaları restraurantlar ne için hazırlamış olurdu 🙂 Hayattan neler kaçırıyorlar sadece bir title için …!Hadi gelin birazda fotoğraflarla inceleyelim İsviçre’yi…

Birleşmiş miletlerin (UNOG) (BM) merkezi Cenevre’de bulunuyor.Ziyaret etmeden dönmek olmazdı gittiğimizde birde miting vardı bir grup Etiyopyalı ülkelerinde Askerin kendi halkına yaptığı zulümü, katliamı protesto etmek için BM’nin önünde toplanmışrlardı.Bizim turist olduğumuzu anlayınca fotoğraflamamız için pankartlarını bize çevirdiler.

 

 

 

Elime kendi payraklarını tutuşturdular ve hepsi etrafımı çevreledi fotoğrafladı ayrıca orda bulunan kendi Tv kanallarına konuşmamı istediler.

Bu etiyopyalı Londra’dan gelmiş siyah ve beyazın kardeşliği BM’de birleşti diyorum.Yan taraftaki bitanecik anneciğim 🙂

Her ülkenin bayrağının olduğu BM binası girişi

 

BM’nin tam karşısında duran bu devasa ayağı kırık sandalye ”dünyanın bir ayağı hep çukurda ” demek anlamında kesinlikle öyle…

Biraz ileriye gittiğimizde eski devirden kalma bir savaş aletinin mermi atan kısmını bağladıklarını gördük bu çok anlamlıydı.

Dünyanın en büyük su fiskiyesi Leman Gölü-Cenevre

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İsviçre denildiğinde akla saat gelir ve bu çiçek saatinin burda olması mantıklı olmuş 🙂

Ağaç oyması…

 

 

 

Ne güzel tertemiz bakmışlar göle biz koskoca denizlerimizi kirletirken …

 

 

 

 

 

Arka caddede bir şarapçı

Cenevre’de de dönerin tadına bakalım dedik aslında burda peynirden yapılan fondü meshur ve burada da bir Derya Kebapçısı buldum zincirlerim yayılıyor Balık’tan Kebap olayına geçtik 🙂

 

 

Hiç bizim dönerlere benzemiyor değilmi 🙂

Dönüşte Cenevre gölünü gezdiren bu küçük trene rastladık.

Cenevre meydanında bir inek görmedik demeyelim Alplerden inmiş olmalı 🙂

Eski şehre giriş

 

 

Eskiden bu kısımlardan başlıyormuş Cenevre bu duvarın diğer tarafıymış şimdi eski Cenevre’ye göz atalım 🙂

 

Antikacılar, sanat galerileri, küçük restoranlar Cenevrenin bu  bölgesinde de bulunuyor.

 

 

 

 

 

 

 

Eski şehrin bitiminde uzunca bir bank yapılmış alt kısımda kalan Cenevre’nin arka taraflarını seyretmek için bu görünen yer üniversite.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eski şehrin en önemli sembolllerinden biri St. Pierre Katedrali. Katedralin yapımı 1160 yılında başlamış ve 1250 yılında tamamlanmış. Hem gotik, hem greko-romen tarzdan izler yansıtan bu katedralin içine girdiğinizde isterseniz en süt kata çıkıp bütün cenevreyi izleyebiliyorsunuz tabi o daracık ve uzun basamakları göze alabiliyorsanız mutlaka yapın.

 

Bana göre katedralin en ihtişamlı kısmı burası.

 

 

 

Ve işte Katedral’den Leman gölü…

 

Katetralden İsviçrenin arka kısımları ve benim bahsettiğim yamaçlarında kaldığım Fransa sınırına dayanan bu dağ.

 

Cenevre Sehir Meydanı

 

 

 

Ah işte burda bir simitçi buldum hemen Türk olduğumuzu söyleyince bakın benimde İstanbul’daki gibi simitlerim var dedi 🙂

 

Alpler ve çikolata tartışmasız …

 

Cartier …

 

 

 

Şu saatlerin fiyatları ile Türkiye’de net bir araba satın alınır.

 

Ertesi gün Fransa’da yamacında kaldığımız dağın tepesine çıktık aşağıda bizi karşılayan güneş burda Kar’a teslim etti bizleri…biraz sis vardı şehir net görünmese de bu atmosferde olmak güzeldi.

 

 

Genevre’de yanımdan ayırmadığım kuzenim Türkçe’si o kadar iyi değildi bana Fransız’ca ögretmeye kalktı kısa sürede başardı da  🙂

Dağ’dan iner inmez kendimizi SPA’ya attık kuzenimin çalıştığı bu yerde sauna,hamam,jakuzi vs Paris öncesi dinlenme rahatlama pozisyonu aldık .

 

 

 

Paylaş:

Yazar Hakkında

Keşif Perisi, tahmin edebileceğiz gibi harika bir keşif rehberi. Yeni yerler keşfetme arzusuyla çıktığım bu yolda mekanlardan,otellere, seyahatlerden, organizasyonlara kadar pek çok alanda yeni keşifler yapıyorum.

1 Yorum

  1. Yine muhteşem fotoğraflar.Açıklamalar da cabası.Bizzat gitmiş görmüş gibi hissettim.Elinize ayağınıza sağlık Derya Hanım.Sitenizi keşfettikten sonra tüm sosyal medra mecralarında sizi takip etmeye başladım, çok kaliteli paylaşımlarınız var.Sizden ricam, youtube videolarınızı biraz daha uzun tutmanız.Selam ve saygılar

Leave A Reply